Olumlamaların gücü, pozitif düşüncelerin gücü demektir!

bu bir aradır…

Bilinci donanmış insan, bilinci donanmamış insandan her zaman ve her koşulda daha etkili ve güçlü olacaktır.

Doğan Cüceloğlu

Bu bir aradır…

Bilinç var olmanın ön koşuludur.

Carl Gustav Jung

Olumlama, ya da afirmasyon düşüncelerimi düzenleme, yenileme ve onları yönetme potansiyelimdir. Olumlamanın kudreti şu ki, zamanında onun bunun doğrularını ya da bir önceki öğrenmiş olduğum, fakat artık beğenmediğim düşüncelerimi (bildiklerimi), bilinçaltımı uyararak, beğendiğim düşüncelerle değiştirmemdir. Aslına bakarsan, afirmasyon tekniği sayesinde, negatif düşüncelerimizi eleyerek, bunların yerine pozitifleri oturtuyoruz, ve böylelikle de beynimizi istediğimiz doğrultuda yeniden yapılandırmış oluyoruz. Elbette ne harika ki, bu beraberinde de kendine güveni de getiriyor: Ben istediğimi düşünürüm, istemediğimi de düşünmem!

Sevgili okuyucum, belki inanmayacaksın ama, ben bilişsel davranışçı bakışı ilk okuduğumda yıllar önce, ”nasıl olacakmış ki düşünceleri, dolayısıyla hisleri değiştirmece, mümkün değil?!” diye şaşırıp kalmıştım. Ne var ki akabinde hayat beni afirmasyonlarla sevgili haline getirdi, ve onlar benim vazgeçilmezim oldu. Her sabah uyanır uyanmaz, aklıma ilk gelen o muhteşem dualarım, yani olumlamalarımdır. Onlar beni, güne ya olumlu ya da olumsuz başlatırlar.

Zira, inancım ne ise – kendim hakkında, dolayısıyla başkalarının hakkında – ben oyumdur. Demek ki, ben kendimi nasıl bir şekilde görüyorsam ayna da, başkasını da o şekilde, o iç hale sahip olarak görüyorum.

Olumlamaların bir diğer gücü ise, bendeki negatif düşüncenin farkına varmamı sağlıyor. Bir düşünsene, gün boyu neleri aklımızdan geçiriyoruz! Böylelikle de negatif düşünce beni negatif bir hissiyata (hal ve tavıra) kilitler, pozitif düşünce ise hayata olumlu ve ümitle bakabilmemi sağlar.

Elbette burada, habire etrafımda korku dolu düşünceler yayan ‘zatı şahaneleri’ de saymadan geçemeyeceğim! Ve şu da bir gerçek ki, ben başkalarının zihinlerinde üşüşen o korku dolu senaryolara eğer kulak veriyorsam, o korkuların yankısı benim içimde de mevcut demektir:

Boş ver hiç deneme, zaten başaramazsın ki!

Olumlama:

Ben neyi istersem, onu başarırım.

Tanrı bana kendi gücünden güç bahşetti, dolayısıyla ben Tanrı’ ya da bu gücüme de güveniyorum.

İçimdeki potansiyellerimi kabul ediyorum ve onların gün ışığına çıkmasına müsade ediyorum.

Hayallerime inanıyorum, ve her gün hedefime doğru biraz daha yaklaşıyorum. Çünkü ben hedefime ulaşmak için her gün, o hedefime ait bir iş yapıyorum.

On parmağımda on marifet var.

Ben miskin ve tembel bir hayat değil, yaratıcı gücümle güzellikler ve barışlar yaratmak için enerjimi sarf ediyorum.

Bu dünya hiç güvenilir değil!

Olumlama:

Ben bu dünya alemin güvenli olduğuna inanıyor ve onun korunduğuna, dolayısıyla da benim korunduğuma inanıyorum.                                

Korkularımı kabul ediyor ve onlarlarla yüzleştikten sonra, onları salıveriyorum.

Cesaretim korkularımı felç eder, cesaretli olmayı seçiyorum.

Bu bir aradır…

Bu bir aradır…

Çeşitli olumlamalar:

İçimde sevgi hissediyorum ve bu sevgiyi herkese gönderiyorum.

Ben değerliyim, karşımdaki değerli.

Kendime güveniyorum.

Sezgilerime güveniyorum.

Kendimi affediyorum, herkesi affediyorum.

İnsanları ve doğa harikalarını seviyorum.

Huzuru, barışı, bolluğu ve hoşnutluğu seçiyorum.

Ben ruhsal açıdan da finansal açıdan da zenginim.

Mucizelere bayılıyorum.

Kıymetli yol arkadaşım, olumlamaların hakkında bir gerçeği daha sana sunmak istiyorum. Eski ve negatif zihinsel programımızı zaman içerisinde bilinçdışı olarak sürekli tekrarladığımızdan dolayı, onları pozitif senaryoya çevirmek elbette ilk etapta bizi zorlayacaktır. Zira zihnimiz eski program akışını – insanoğlu yeni olan her şeyden genelde çekinir – illa ki değiştirmemek için, bizleri habire ‘kendi görüşüne’ doğru çekmeye zorlayacaktır ki bu doğal bir süreçtir, bizler buna kulak asmamalıyız. Örneğin olumlamayı tekrarladığın vakit, içindeki diğer bir ses sana ‘yalan söyleme, bu yapı sende zaten yok!’ diyebilir. Buna aldanmayarak, mutlaka olumlamalarımızı, aklımıza düştüğü vakit tekrarlamalıyız. Ve eninde sonunda göreceksin sevgili okuyucum, afirmasyonların sende ne pozitiveteler yarattığını!

Sana kucak dolusu sevgiler sunuyorum…

Bir insan, aydınlığı hayal ederek değil, karanlığın bilincine vararak aydınlanır.

Carl Gustav Jung

Uzman psikolojik danışman ve kişisel gelişimci Ayla Kurt

aaylakurt.de

13.09.2017