Ben cesurum! Kendime güveniyorum!
Cesaret…Bilinmeyenlere doğru – korkularıma rağmen – yine de ilerlememi sağlayan yüce bir duygu.
Bu bir aradır…

Bu bir aradır…
Cesaretim zaten oldum olası vardı, fakat daha sonra anladım ki, cesaretin meğersem boyutları ve katmanları da varmış.
Cesaret demek, toplumun işe yaramayan ve insanı derinden acıtan hayat tarzı akışına karşı – tek bile kalmış olsan – çıkmak demektir.
Cesaret, sürü mantığını ardımda bırakarak, hürriyet ve erdem içinde, içimden geldiği gibi yaşayışımdır.
Cesaret, kişisel gelişimim esnasında, canımdan can koptuğu halde, yine de elime aynayı alarak, pas düşmüş o gönül bölgelerimin gözüne gözüne bakarak, pası gidererek, aynada daha net bir görüntü ile karşılaşmış olmam demektir.
Eğer kendime önem veriyorsam, cesaret ile tanışmam elzemdir.
Yüz kez yere yıkıldıktan sonra bile hala ayağa kalkma eylemini gösterebiliyorsam eğer, cesaretle tanışmışım demektir.
Çevremin bir konuda kafamı karıştırmasına müsadeler veripte, kendi kendime eziyetler edipte tekrar kendi bildiğimi okumuşsam, cesaretliyimdir.
Küçük olduğum için bana haksız yere edilen eziyetlere ve çilelere, korksam dahi baş kaldırmışsam, cesaret bende kuvvetli ve özgün bir parça olmuş demektir.
İçimde ki ses ”sus konuşma!, yoksa belayı bulursun!” dediği halde, ben yine de düşündüğümü dillendirebiliyorsam, cesaret benim vazgeçilmezim olmuştur.
Susmak, ya da düşündüğümü bastırmama veya bastırılmasına müsade etmişsem eğer, içimdeki korku beni yutmuştur demektir.
Başkalarının doğrularını bana dayatmalarına müsade etmişsem eğer, cesareti kalbime gömmüşümdür demek.
Etrafıma şirin görünme uğruna, içimden geldiği gibi hareket etmiyorsam eğer, cesaretime hakaret etmiş olurum.
Birilerini sevmediğim ve onlara tahammül etmekte kendimi zorladığım halde, çıkarım için onlara ”hayatta beraberiz!” diye düşünmüşsem, cesaretlerime ihanet etmişimdir. Ve fakat, birilerine karşı, kendimi tahammül etme zorunda bırakmışsam eğer, sabır olgumun daha da içselleşmesini sağlamam için, bu tahammüle boyun eğmişimdir. Ve bu ise, içimdeki acılara rağmen, kendi kendime ayrı bir meydan okuma cesareti tutumumdur benim.
Bu bir aradır…
Sevgili okuyucu, her ne tarafa bakarsan bak, içindeki – sebebi dahi tam olarak belli olmayan – korkuların seni yönetmeyi başardığı için, onlara meydan okumak sence ne derece önemli?
Bu bir aradır…
Lütfen sevgiyle, kendine beslediğin sevgiyle kal…




Uzman psikolojik danışman ve kişisel gelişimci Ayla Kurt
aaylakurt.de
08.08.2017